Çocukların solunum yollarında ruhsal etkilere bağlı olarak ortaya çıkan hastalıktır.
Fiziksel belirtilerle seyreden bazı hastalıkların altında
psikolojik bozukluklar yatar.
Küçük yaşlarda görülen astım krizi, anne-baba-çocuk üçgenini sarmalayan bir ilişki bozukluğunun habercisidir.
Okul öncesi dönemlerde de sık görülür, genetik yatkınlıklarda hastalığı tetiklemektedir.
Huzursuzluk, kesik kesik öksürme gibi bazı ön belirtiler de
nöbetin habercisidir.
Çocuk gece saatlerinde bir boğulma duygusu, hava açlığı ve göğüste sıkışmaya eşlik eden ani bir solunum güçlüğüyle uyanır.
Çocuk yorgun, halsiz ve korkmuş bir haldedir.
Astımlı çocuklar üzerinde yapılan incelemeler ve görüşmeler ilk astım nöbetinin duygusal bir sarsıntı sonucunda geliştiğini göstermektedir.
Astımlı çocuk duyguları çabuk değişebilen, uysal, kaygılı, çatışmalı durumlara dayanamayan, saldırganlığını önemli ölçüde
bastırabilen ve tepkileri az bir çocuk olarak tanımlanır.
İçinde bulunduğu bağımlılık duygusu nedeniyle, kendini korumak ve güvenliğini sağlamak için sırtını çevresindeki insanlara hiç ayrım yapmaksızın dayar.
Astımlı çocuğa yaklaşımda özellikle nöbetlerin ortaya
çıkmasını engelleyecek biçimde davranmak gerekir
Aile bireylerine sağlık eğitimi ve duyarlılıkların artırılmasıyla başarılı sonuçlar alınabilir. Bu şekilde çocuğun hastalığını alevlendiren psikolojik ve klinik risk etkenlerinin giderilmesi daha kolay hale gelecektir.
Doğru tanı yapılması en önemli önlem yolları arasındadır.
Sakin ve uygun bir aile ortamı, psikosomatik rahatsızlıkların önlenmesi için en iyi çaredir.
Kaynak:
Medicana Psikoloji Genel Sağlık Ansiklopedisi c.10 s; 25, 26
Yorumlar
Yorum Gönder