Altın Oran: Fi

Matematiksel anlamda, "altın oran" kusursuzluğu ifade eder. Bugün sizlerle, Altın Oran olan "Fi"yi inceleyeceğiz. Hatta bu konuda Azra Kohen'in  "Fi- Çi- Pi" roman üçlemesi vardır ve Fi şu an elektronik platformlarda izlenebilen bir dizi ve güncel bir şekilde bölümleri ilerliyor. Şimdi gelin ve Fi'nin tarihçesini ve Fi'nin ne olduğunu öğrenelim.


Altın Oran

Fi, matematik ve sanat alanında, gerçek anlamda kusursuzluk ve güzellikle ilgili matematiksel ve geometrik orana verilen isimdir. "Altın Oran" olarak da geçer.

Eski Mısırlılar ve Yunanlılar tarafından keşfedilmiş ve özellikle mimaride ve sanatta kullanılan gizemli bir sayı olmuştur. Altın Oran (Fi) da  Pi gibi bir irrasyonel sayıdır.

Ondalık basamaklarla yazılışı 1,618033988749894...'tür. Bu sayı dizisi düzensiz bir şekilde sonsuza kadar devam eder. Fibonacci ardışıkları ile Altın Oran arasında ilginç bir bağ vardır.

Dizideki iki sayının oranı, sayılar büyüdükçe Altın Oran'a yaklaşır. Çünkü Fibonacci ardışıkları, Altın Oran ilişkisinin yorumlamasıdır.  

Geçmişten Günümüze Altın Oran 

Altın Oran


Altın Oran, matematikte ve fiziksel evrende Dünya'nın varlığından itibaren var olmuştur. Ama buna rağmen insanlar tarafından ne zaman keşfedildiğine ve kullanılmaya başlandığına dair kesin bilgiler bulunmamaktadır.

Ama gene tarihte fi ile ilgili bazı rastlantılar bulunmaktadır. Öklid, "Elementler" adlı tezinde, bir doğruyu 1,6180339... noktasından bölmekten bahsetmiş ve bunu, bir doğruyu en önemli oranda bölmek olarak isimlendirmiştir.

Mısırlılar, Keops Piramidi'nin yapımında hem pi ve hem de fi oranlarından yararlanmışlardır. Yunanlar, Partenon Tapınağı'nı tamamını Altın Oran ile yapmışlardır. Bu oranı ünlü heykeltıraş Phidias kullanmıştı.

Daha sonra da Altın Oran'ın ilk kullanan kişi araştırılan tüm kaynaklara göre Leonardo Da Vinci olmuştur. Leonardo gibi birçok Rönesans sanatçıları tablo ve heykellerinde Altın Oranı, dengeyi, güzelliği ve muhteşemliği işlemek için sıkça kullanmıştır.

Altın Oran


1900'lerde, Partenon Tapınağı'nın mimarı olan Phidias bu oranın resmi olarak ilk kullancısı olduğu için  Amerikalı matematikçi Mark Barr da ona ithafen Yunan alfabesindeki "Phi" harfini bu oran için kullanmıştır. Yani bu kelime dilimize "Fi" diye geçiyor. 
 Altın Oran, bir sayının insanlık, bilim ve sanat tarihinde oynadığı en büyük ve inanılmaz roldür. Phi (Fi) sayısı bize evreni anlama konusunda yepyeni kapılar açmaya devam ediyor.

Mesela, 1970'lerde Roger Penrose, o zamanlarda ve o zamana kadar imkansız olduğu düşünülen "yüzeylerin beşli simetri ile katlanması"nı Altın Oran sayesinde bulmuştur.

Ve en son olarak da 2014 yılında yayınlanmış olan "İstatistikte Altın Oran" adlı bir kitapta, Altın Oran tabanlı yeni bir ortalama ve sapma hesaplama metodu geliştirilmiştir. 




KAYNAKÇA
https://us8.proxysite.com/process.php?
d=x5B99FqKUE9bjMLPUFPaj4pJJXxPnWJ5p4qWzD7On6bjNTSuV2YoRmQ%3D&b=1&f=norefer
http://www.cokbilgi.com/yazi/altin-oran-evrenin-matematigi/              
  

Yorumlar

Sosyal Medyada Takip Et!