İnsanoğlu, eski çağlardan beri gelişiyor ve farklı şekillerde yaşamını
sürdürüyor. İnsanlar son 50 yıldır büyük bir gelişme ivmesi yakalamıştır. Şu
sıralar vazgeçilmemesi gereken bir şeyden vazgeçiyoruz. Vazgeçtiğimiz, aslında
bize unutturulmaya çalışılan hakikat, pek çoğumuzun bildiği element olan gümüş.
İşte bilim ayımıza sorarak gümüş elementi hakkında sizin için
derlediğimiz tüm saklı gerçekler...
Eski çağlarda insanların sağlık konusunda en çok başvurdukları gümüş elementi, nedense bugün gözlerden ırak tutuluyor. Hatta ne yazık ki pek çoğumuz için yüzük, kolye, bileziğin ötesine geçemiyor. Fakat eski dönemlerde sağlık problemlerin çözümünde gümüş sıkça kullanılırdı.
Gümüşün yararları Jül Sezar
döneminden beri biliniyordu ve Romalılar, küçük gümüş parçacıklarını yanıkları,
kesikleri ve yaraları tedavi etmek için kullandılar.
14. yüzyıla geldiğimizde Kara Veba salgını Avrupa'da yaşayanların %25'ini katlederken, bu durumdan tek etkilenmeyenler çingenelerdi. Bunun sebebi, çingenelerin gümüşü enjekte edilebilir hale dönüştürüp, damar yolu ile vücuda vermeleriydi.
Peki, gümüşün hangi özelliğinden dolayı
çingeneler vebadan korundu?
Çünkü, gümüş iyonlarının en
önemli özelliği, anti-bakteriyel olmasıdır ve düşük zehir
özelliğine sahip olduğundan, üzerinde mikroorganizmaların bağışıklık
kazanamadıkları ağır bir metaldir.
Bunun yanında gümüş elementi, antibiyotik özelliği gösterir ve bakteriyel enfeksiyonlarda, yanıklarda, yaralarda, kronik ülserde kullanımı oldukça yararlıdır.
Gümüş madeni, kansere neden
olan radyasyonu hiç sevmez ve bu yüzden yanında barındırmaz. Mıknatısa
yakalanmaz ve bilgisayardan yayılan radyasyondan insanları korur.
Gümüş elementi kolay tepkimeye
girebilen bir metal olduğundan dolayı, zehri de hemen belli eder.
Doktorlar gümüşün faydalarını biliyorlar ve hastalarına eğer sağlıklı olmak istiyorlarsa gümüş tabaklarda ve gümüş çatal bıçak, kaşık kullanarak yemek yemelerini tavsiye ediyorlardı. Hatta zehirlenmek istemeyen devlet adamları da genellikle gümüşten imal edilmiş bardak, tabak, çatal vb. eşyaları kullanmaktaydılar.
İnsanlar gümüşün iyileştirici etkisini bildiklerinden dolayı yeni doğan çocuğun sağlıklı olması için ağzına gümüş kaşık koyarlardı. Gümüş, 450 tür bakterinin DNA'sını bozarak yok edebilen tek elementtir. Vücutta bulunan sağlıklı hücrelerin hızlıca bölünerek çoğalmasını sağlayarak, günümüzde de halen görülen pek çok hastalığın yayılmasını engeller. O yüzden insanlar bunu bu kadar çok tercih etmişlerdir.
Peki nasıl bir gelişme yaşandı da gümüş
hayatımızdan uzaklaştırıldı?
Niçin
vücudumuzun bu elementi almasını sağlamıyoruz? Bu olayın çıkış noktası, 2.
Dünya Savaşı'na kadar gider. O dönem hastalıkların ve yaraların tedavisi için
kullanılan penisilin, yapay olarak üretilmeye başlanır. Ve böylece tıpta
patenti alınmış ilaçlarla ilaç firmalarını çok zengin edecek yeni bir çağ
başlar. Bu şirketler, patentini alamadıkları hiçbir şeyi satmayacaklardır. Ve
böylelikle içinde doğduğumuz sistemin getirisi olarak gümüş, bir şekilde
hayatımızdan çıkarıldı. Aslında direkt olarak çıkarılmadı; gümüş yerine
firmaların çıkardığı penisilini kullanmamız öğütlendi.
1906'da büyük ilaç
firmalarını satın alan John D. Rockefeller kolloidal gümüşün ilaç satışlarının
önünde engel oluşturacağının farkındaydı. Böylece Amerika'daki tıp
fakültelerinde gümüş suyu konusu işlenmesi yasaklandı ve bu talimata uymayan
tüm profesörlerin lisansının alınacağı belirtilmiştir. Gümüş elementi, tüm bu
olaylar sonucunda hayatımızdan çıkarıldı. Şu an öğütlenen yapay ilaçlar
kullanılıyor. Ama gümüşe ulaşmak şu an için de imkansız değil, ceviz tüketerek
gümüşe ulaşabilirsiniz. Çünkü ceviz, içerisinde gümüş iyonu barındıran tek
besindir.
Özetlersek:
Gümüş çok yararlı
bir madendir. Kanser dahil olmak üzere birçok hastalıktan insan vücudunu korur.
Bakterilere ve mantara kadar birçok zararlı mikroorganizmaların DNA'sını bozar
ve insan vücudunu da korur. Fakat bir şekilde ilaçlardan büyük paralar kazanmak
için penisilin tüketmemiz öğütlendi ve tıp fakültelerindeki gümüş suyu konusu
yasaklandı. Bu olay sonucunda insanoğlu gümüşü ve faydalarını unuttu. Böylece
bir doğal mucizeden mahrum kaldı. Fakat hala vücudumuza gümüş alabilme şansına
sahibiz. Ceviz, içerisinde gümüş iyonu bulunduran tek besin maddesidir ve biz
ceviz tüketerek vücudumuza gümüş alabiliriz.
Ayrıca "Neden Kaya Tuzu Tüketilmeli?" başlıklı yazıya buradan ulaşabilirsiniz.
KAYNAKÇA
Yorumlar
Yorum Gönder